Person of Interest Dizisi ve Sosyal Ağlardaki Bilgilerimiz

Kameralar her yerde! İzliyorlar, dinliyorlar, kaydediyorlar… Sizin hakkınızda her şeyi biliyorlar! Peki siz onlar hakkında ne biliyorsunuz?

Memento, The Prestige, The Dark Knight filmlerini izlediyseniz Nolan kardeslerin namini duymussunuzdur. Akillari zorlayan guzel senoryalara imza atmis Nolan kardeslerden kucugu Jonathan Nolan,  “Person of interest” dizisi ile ilginç bir diziye imza atmis. Dizi, suçları işlenmeden önce önlemeye çalışan iki kişilik bir ekibin hikayesini anlatıyor.

Dizinin bir bolumunde “sosyal aglar” olgusuna dair ilginc bir diyalog var. Asagidaki video sosyal aglarin gercekten kisilerin internet sayesinde paylasim yapmasini kolaylastirmak icin mi, yoksa online bir adres defteri gibi herkesin hayatinin afise edilip kontrol edilmesi icin mi oldugunu tekrar dusundurtuyor.

Diyalog:
Finch (sistem mühendisi): Hester oldukça gizli bir hayat yaşıyor. Ne internette ne de sosyal ağlarda resmi var.

John (eski CIA ajanı): İnsanların öyle sitelerde ne diye kişisel bilgilerini girdiklerini hiç anlamamışımdır. CIA’de çalışırken olsaydı işime çok yarardı.

Finch: Tabii. Bu yüzden oluşturdum zaten…

John: Ne yani sosyal ağ (paylaşım) sitelerini senin icat ettiğini mi söylemek istiyorsun?

Finch: Makinenin daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı. İnsanların sosyal grafiklerini, ilişkilerini… Devlet bunun çözümünü yıllardır arıyordu. Meğerse herkes gönüllü olmaya pek bir hevesliymiş. Bu sayede istenilen bilgileri çok daha rahat bulabiliyoruz…

Diziye dair daha detayli bilgi buradan edinilebilir.

İhtiyar Kadın ile Hırsız

Muhammed b. Fazl ez-Zamîrî anlatıyor:

“Memleketimizde saliha, çok namaz kılan ve fakir-fukaraya yemek yediren ihtiyar bir kadın vardı. İçmek ve oyun oynamaktan başka düşüncesi olmayan bir de sarraf oğlu vardı. Çocuk gündüzleri dükkanda çalışır, akşam olunca da para çantasını annesine bırakıp dışarı çıkardı. Bir akşam yine eve geldi ve para çantasını annesine vererek dışarı çıktı. Evin alt katında kapısı demirden, duvarlarına sac geçirilmiş bir oda vardı. Kadın paraları oraya koyarak kapının önünde namaza durdu.

Çin Hükümeti Gençlerini Pornografi’den Koruyor

Porno silahıyla genç neslin bulanık zihinlerden hayvan sürülerine döneceğini farkeden Çin hükümeti “pornoyla savaş” düğmesine bastı.

Ortalama 123 milyon internet kullanıcı bulunan Çin’de Halk Güvenliği Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı’ın da aralarında bulunduğu dokuz hükümet kurumu internette pornografinin yayılmasına dair mücadele başlattığını duyurdu.

Filistin Belgeseli “TAŞLAR ve SİLAHLAR”

Kudüs sokaklarında bir Filistinli:

“Ben gelsem ve Türkiye’de size ait toprakları işgal etsem, benimle barış yapar mısınız?” Bunlar topraklarımızı, evlerimizi ve camilerimizi işgal ettiler.
Siz, ne barışından bahsediyorsunuz?!

Sefer Turan’ın Taşlar ve Silahlar belgeseli.

Çeşitli bahanelerle, gündem değiştirmelerle sürekli gözlerden ve zihinlerden uzak kılınmak istenen öksüz ve yetim evladımız Filistin’e dair..

Amerikalıların Güncel Sorulara Verdikleri Cevaplar

Bildiğiniz gibi Amerika, “medeniyet seviyesini yükseltmek” ve “özgürlük getirmek” için şu âna kadar pek çok ülkeyi işgal etti. İşgal etmeye de devam edeceğe benziyor. Neden mi?
Çünkü arkasında, yüksek IQ’su(!) ile sarsılmaz destekçisi halkı var.

Genelleme değildir.
Amerikalı vatandaşlar gücenmesin, utanmasın.
Irak’ta tecavüz edilmiş(ve edilmekte olan) erkeğiyle kadınıyla sayısız insandan, her gün faili meçhul(!) saldırılarla öldürülen, kaçırılıp bir daha haber alınamayan, milyonlarca insanla harap edilmiş bir kültür ve memleket enkazı bırakmaktan daha utanç verici ne olabilir ki?

Videoyu izledikten sonra karar verin.

İsraillilerin Yüzde 71’i : “Amerika İran’ı Vursun”

Yeni ankete göre İsraillilerin en az yüzde 71’i, Tahran’ın nükleer programını durdurma girişimleri neticesiz kalırsa Amerika’nın İran’a askeri harekat düzenlemesinden yana.

Bar-Ilan Universitesi BESA Center (Begin-Sadat for Strategic Studies) ve merkezi ABD’de olan Yahudi milletine yönelik iftiraları durdurmak amacıyla kurulan Yahudi Anti İftira Birliği’nin (Anti-Defamation League -ADL) ortaya koyduğu araştırma, aksi görüşteki %36’ya rağmen İsraillilerin %59’unun hala Irak işgalini haklı bulduğunu ortaya çıkardı.

Çocuklarımızın Tambur Çalmalarını ve İmanlarına Mukayyet Olmalarını İstiyoruz

Halime KÖKÇE / Gerçek Hayat
11.05.2007

Muhtıradan, Kanadoğlu’nun tek adam gibi her söylediğinin gerçekleşmesinden, CHP’nin kendi ikbali için yapmadığını bırakmamasından, miting kadınlarının histerik ruh halinden, köşe yazarlarının nezaket sınırların çoktan aşmış ve hakaret içeren ifadelerinden, her şeyi usulüne göre yürüten bir partinin köşeye sıkıştırılmasından, başörtüsünün yine yeniden bir kriz malzemesi yapılmasından, ‘hayat tarzı’ gibi kişisel bir mevzunun laikliğe eklemlenerek kamplaşma manivelasına dönüştürülmesinden dolayı güzelim memlekette nefes alınamaz hale geldi. Zaman gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, tüm bu olup bitenlerin her şeyden önce bir sehiv secdesini gerektirdiğini düşünüyor. “Demek ki neymiş, yumuşadığımız yanımıza kalırmış; o halde buyurun sehiv secdesine” diyor.

Türbanlılar Okuyamıyor da Ben Asker Olabiliyor Muyum?

Fadime ÖZKAN Haftalık Röportaj / Star Gazetesi
15/05/2007

İNSAN HAKLARINI SAVUNUYORUM DiYEN TÜRKAN SAYLAN TÜRBAN KONUSUNDA YASAKTAN YANA

Kamuoyunda iki ayrı Türkan Saylan resmi var. Biri; cüzamlıların tedavisi, kız çocuklarının okuması için yıllardır büyük emekler veren hekim Türkan Saylan. Diğeri; kendine benzemeyeni, farklı düşüneni yok sayan, muhtıradan yana tavır alan Türkan Saylan. Peki, neden böyle bir ikilik var? Cumhuriyet mitinglerinin sözcülerinden,

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan ile hem mitingleri,

Bayrakla Bölücülük Yapanlar

İstanbul’ sokaklarında bayrak asma hevesi içinde ikili üçlü gruplar halinde dolaşan ve “Türkiye’yi irticanın ve gericilerin eline bırakamazsınız!” “Cumhuriyet’i kurtarın!” “Çankaya’nın İran’a dönmesine tepkinizi gösterin!” diyerek bayrak dağıtanların, acaba halkımız nasıl bir görüntü çizdiklerinin farkında mı?

Yürürken karşılıklı pencerelere gözüm ilişiyor, bakıyorsunuz arada tek tük bayrak asılmış pencereler… Sanki bir Ermeni sokağındasınız da Türkler

Türkiye’yi Kaosa Sürüklemek İsteyenler!

Türkiye’i karmaşanın içinde yakmak isteyen zihniyet, attığı kıvılcımları yine başka bir oyun oynayarak böyle çarpıtmıştı. Oyunda maşa olarak pek çok türden satranç taşı kullanılmıştı elbet, ama hiçbiri medya piyonları kadar halka tesir edememiş, gerçekler bu denli çarpıtılmamıştı. Yangın çıkarıp su satan kaos provakatörleri, “kurban ettikleri kurbanları kurtarak” yine göz önüne kahraman olarak çıkmayı başarmıştı. Kahramanlık alanları, “elden giden değerleri” kurtarmak süsü altında hala sürmekte…

Tik-tak, tik-tak… Sabah oldu haydi kalk!